Fotoğrafça Haberleşelim

Fotoğrafça Haberleşelim

Tutkularımızı sahip olduğumuz güzelliklerin içerisinde en çok sadeleştiren anılarımız, en çok sadeleştirilenler içinde mutluluklarımız yer alır. Pencereler açıldıkça büyür ve genişler. Dar alanlarımız farkındalıklarımız sayesinde güzelleşir. Pek çoğumuz davet edilen edilen güzel yerlerde olmadığımız için mutsuz olabiliriz. Şayet misafir olmak istediğimiz tüm güzelliklerin içerisinde ayırt edilmemiş olan yönler var ise bunların eksikliğini sevgisizlik olarak adlandırabiliriz. Bir o kadarda iyilikler adına uzak kalmış olabiliriz.

Biraz daha geniş düşün!

Biraz daha geniş düşün cümlesi pek yamandır. Olaylara farklı açılardan bakmanızı sağlayacak tüm suç unsurların derin ve bütünsel tekrarlamasıdır. Buradan bakıldığında bir çok art niyetler sineye çekilir, temizlenir. Kendimiz gibi görmüyormuş gibi başkalaşmak deyimini deklanşöre oturtabiliyoruz taşlar rayına oturmuş demektir. Bunu aslında şu meseleden anlayabiliyoruz. Yıllar sonra aynı resme kaç kere aynı tutkuyla bakabiliriz ki? Değersizleşmiş, kötüleşmiş, hatta bakılmaya bile yüz tutmaktan uzak. Çünkü çekim kalitesi başkalaşmanın ötesine geçmiş. Bir başkası gibi görüyor olabilmek, o anlamda bakıyor ve anlam yüklüyor olabilmek resimleri fotoğraflıktan çıktığı süreç içerisinde değersizleştirir. Tüm bu noktada herkes birbiri için bir rakip, rakip olduğu için de geçici güzellikler gelip geçer. Biraz daha derin düşün!

Geniş açıdan bak!

Aslında bu fotoğraflarında empati halini aldığının kanıtlar nitelikte olmasını benimser. Davranışları içimizde saklı tutarsak fotoğrafların da bir sonraki hissettirebileceği duygular için taze, temiz, iyimser bir zemin hazırlamış oluruz. Çoğu fotoğraflar ve resimler ölüdür. Bir çoğu hak edilmediği şekilde silinmeye yüz tutmuş hatta çoktan silinmiştir bile. Anıların da fotoğrafların da ortak özelliği budur. Bir çok uygulamada bunlar bizler için anlam ifade etsin diye belli tarih ve gün aralıklarında önümüze çıkabilir. Kendi irademiz dışında gerçekleşen bu olaya genellikle hoşnutlukla karşılarız. Kimimiz buna kısa ve derin anlam yükleyerek kendi yaşını ortaya koyar ve bununla yüzleşmekten keyif alır. Dudaklarına gizli bir tebessüm bırakır. ”Vay be” diyerek iç çeker o insanlar ve sen de onlardan birisi oluverirsin hemencecik.

O an!

O an unutulmaktan yüz tutmuş halden bir uzak yakın oluverir her şey. Tadına özlem kokusu bırakmadığımız her anın özlenenini biz oluruz yine. Yine de kendimizi kendi irademiz dışında görmekten alıkoyamayız. hulasa kendi evimizde kendimizi misafir etmiş gibi hissederiz. O an yine de bir kaç yolculuğun saniyelere adım atmış olmanın verdiği güven ve huzurla kendimizi yerimizden edemeyiz. Kalkıp çekyattan başka bir kanepeye geçecek kadar duygusal değilizdir ya hani?  Ama o esnada gözlerimizin aradığı, aklımızın yokladığı tek şey değişmemek olsa gerek. Hele ki gördüklerimizde, düşündüklerimizde, hislerimizde o fotoğrafa ait bir şeyler var ise…

Böyledir fotoğraf çekmek, fotoğrafça haberleşelim…

Artgezi Perspektif Serimize bakmayı unutmayın…